İbn-i Tûlûn
Hanefî Mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Ali bin Muhammed’dir. Lakabı Şemsüddîn, Künyesi Ebû Abdullah’tır. İbn-i Tûlûn diye meşhûr olmuştur. 880 (m. 1475) senesinde Dımeşk’da bulunan Sâlihiyye’de doğdu. Yine Dımeşk’da, 953 (m. 1546) senesinde vefât etti. Kâsiyun dağı eteğinde, ailesine âit türbeye defnedildi.
Dımeşk’de büyüdü. Zamanının âlimlerinden çeşitli ilimleri tahsil etti. Kâdı Nâsırüddîn Ebü’l-Bekâ, Hatîb Sircâcüddîn es-Sayrafi, Cemâlüddîn Yûsuf bin Abdülhâdî, Şeyh Ebü’l-Feth İskenderî, İbn-ün-Naîmî ve başkalarından ilim okudu. Amcası Cemâlüddîn bin Tûlûn ve başkalarından fıkıh ilmini öğrendi. İmâm-ı Süyûtî’den hadîs ve diğer ilimleri tahsil edip, Mısır ve Hicaz âlimlerinden bir cemâatin huzûrunda yazılı olarak icâzet aldı. Nahiv, fıkıh ve hadîs ilimlerinde yüksek derecelere ulaşan İbn-i Tûlûn, Şeyhülislâm Ebû Ömer Medresesi’ne müderris ve Sâlihiyye’deki Selîmiyye Câmii’ne İmâm ta’yin olundu. Nahiv ve fıkıh okutup, talebe yetiştirmeye çalıştı. İnsanlar onun derslerine çok rağbet edip, istifâde ettiler. Zamanını ilim öğreterek geçiriyordu.
Şeyh Ahmed bin Şeyh Ârif-i billah Süleymân esselâh es-Sûfî nakleder ki: Babamın yanında bulunuyordum. Şeyh Şemsüddîn bin Tûlûn, ona ziyâret için geldi. Oturduğu zaman, fakirlerden bir kimse gelip, babama, rü’yâsında Resûlullah ( aleyhisselâm ) efendimizi siyah yüzlü olarak gördüğünü anlattı ve rü’yâsının ta’birini istedi. Babam da: “Bu rü’yânı, Şeyh Şemsüddîn bin Tûlûn sana güzel ta’bir eder” dedi. Şeyh Şemsüddîn’in yanına gidip rü’yâsını anlattıktan sonra, Şeyh Şemsüddîn dedi ki: “Bu rü’yâ, gören kişinin Resûlullah efendimizin ( aleyhisselâm ) sünnetine muhalif olduğuna ve sünnete uygun olmayan hâllerinin bulunduğuna delâlet eder. Çünkü siyahlık, Resûlullah efendimizin ( aleyhisselâm ) sıfatı değildir. Adam; “Böyle bir durumdan Allahü teâlâya sığınırım. Benim i’tikâdımda bu şekilde birşey yoktur” dedi. Şeyh Şemseddîn; “Muhakkak sende sünnete muhalif bir durum vardır ve tövbe etmen gerekir” dedi. Adam; “Kendimde böyle bir durum olduğunu bilmiyorum. Ancak nefsim, ba’zan beni namazdan alıkoyar ve namazı geç kılarım” dedi. Şeyh Şemseddîn; “Tamam, sünnete muhalif olan hâlin budur. Çünkü namaz dînin direğidir. Namazın terk edilmesinden daha sünnete muhalif bir iş mi vardır?” buyurdu. Bunun üzerine adam tövbe etti ve bir daha namazı terk etmemek husûsunda söz verdi.
Şeyh Şemseddîn İbni Tûlûn’dan birçok kimseler ilim öğrenip, istifâde etti. Daha o hayattayken, talebeleri ilimde yükselip, çevrelerini aydınlatıyorlardı. Şeyh Şihâbüddîn et-Tayyibî, muhaddislerin ve vâ’izlerin baştâcı olan Alâüddîn bin İmâdüddîn, Necmüddîn el-Behnesî, Hatîb-i Dımeşk gibi zâtlar bunlardandır. Şeyhülislâm İsmâil en-Nablûsî, Allâme Zeynüddîn bin Sultan, Şeyhülislâm Şemsüddîn el-Îsevî, Şeyhülislâm Şihâbüddîn el-Vefâî, Kâdı Ekmelüddîn bin Müflih gibi zâtlar da onun ilim meclisinde yetişip, insanlara Allahü Teâlânın dinini anlatmakla meşgûl oldular.
Fıkıh, hadîs, nahiv, tıb, târih ve ta’bir ilimlerinde yüksek derece sahibi olan İbn-i Tûlûn, ilmiyle âmil olan bir zât idi. Ömrünü ilim öğrenmek ve öğretmekle, gece-gündüz ibâdet etmekle süslemiş olan İbn-i Tûlûn’un, değişik ilimlerde birçok kıymetli eserleri vardır. Eserlerinin çoğunu hocası İmâm-ı Süyûtî’nin kitaplarından toplamıştır. Şiire dâir eserleri de vardır. Bu eserlerinden başlıcaları: 1-Ta’likât: 90 cild kadar olup, çeşitli konularla ilgili yazdığı risalelerdir. 2-El-Kalâid-ül-cevheriyye fî Târih-is-Sâlihiyye, 3-El-Lü’lü-ül-manzûm fil-vukûf-i alâ mâ İştegalet minel-ulûm, 4-El-Cevâhir-ül-Mudıyye fî tıbbi es-Sâdat-is-Sûfiyye, 5-En-Nefehât-ül-Ezheriyye, 6-İ’lâm-üs-Sâilîn an Kütüb-i Seyyid-il-Mürselîn, 7-Erbe’în-i fil-hadîs, 8-İrsâl-üd-dema’ti fî beyâni sâ’at-il-icâbeti yevm-il-Cum’ati, 9-İrşâd-ül-Mürtezâ ilâ İyâdet-il-Merdâ, 10-El-Guraf-ül-aliyye fî terâcim-i müteahhır-il-Hânefiyye, 11-Enbâ-ül-ümerâ bi-Enbâ-ü-vüzerâ, 12-Kudâtü Dımeşk, 13-Müfakihet-ül-Hillân fî Havâdis-iz-zemân, 14-Şüzûr-üz-Zehebiyye, 15-Ünvân-ür-Resâil fî ma’rifet-il-Evâil, 16-El-Fülk-ül-Meşhûn fî ahvâl-i Muhammed bin Tûlûn, 17-Deful-ilbâs, 18-İfâdet-ür-Râim li Mesâil-in-Nâim, 19-Tuhfet-ül-ahbâb fî mantik-ut-tayri ved-Devâb, 20-Behcet-ül-Enâm fî-fedâil-iş-Şâm, 21-Tahzîr-ül-ibâd min-el-hulûli vel-ittihâd, 22-Tashîh-ül-Mesâbîh, 23-Et-Temettu’ bü-Akrân fî terâcim-il-a’yân, 24-Ed-Dürer-ül-Gavâlî fil-ehâdîs-il-avâlî, 25-Ed-Dürer-ül-Fâhire, 26-Risâletün fî Hükm-i Îsâ (aleyhisselâm) Hine Nüzûlihî, 27-Et-Târî alâ zellet-il-kârî, 28-Gâyet-ül-isbât li telfan-il-emvât, 29-Feth-ül-Celîl fimâ verade fî makâm-il-Halîl, 30-El-Ukûd-üd-Düriyye.
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-11, sh. 51
2) El-Kevâkib-üs-sâire cild-2, sh. 52, 54
3) Şezerât-üz-zeheb cild-8, sh. 298
4) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 240, 241
5) El-A’lâm cild-6, sh. 291
6) Keşf-üz-zünûn sh. 54, 64, 91, 106, 131, 352, 376, 500, 617, 686, 689, 733, 748, 854, 861, 934, 961, 1098, 1119, 1188, 1191, 1194, 1202, 1494, 1719, 1816, 1901, 1919, 1967, 1984